Evrim kuramının bilimsel bir çerçevede derslerde öğretilmesine katkı koyabilmek için öğretmen ve öğretmen adaylarına yönelik bir çalıştay gerçekleştirilecek. Çalıştay 26 – 28 Ağustos 2016 tarihleri arasında Bornova Mevlena Toplum Bilim Merkezi’nde yapılacak.
Programın çerçevesi: İlk gününde panel ve seminerlerden oluşan eğitim verilecek, ikinci gününde evrim eğitiminde uygulanabilecek faaliyetler çalıştay şeklinde geliştirilecek; son günde de belirlenen faaliyetler, katılımcılar tarafından orta eğitim öğrencilerine pilot eğitim biçiminde uygulanacaktır.
Ankara’da geçtiğimiz yıl Türkiyeli bilim insanlarının kurduğu “Ekoloji ve Evrimsel Biyoloji Derneği”, bu yaz bir dizi bilimsel ve eğitim içerikli çeşitli etkinlik düzenliyor ve destekliyor.
Amaçlarının Türkiye’de ekoloji ve evrimsel biyoloji alanlarında bilimsel araştırmaların desteklenmesi, geliştirilmesi olduğunu söyleyen dernek üyeleri, Türkiye’de bu alanda çalışan araştırmacıları ve ilgilileri bekliyor.
Faaliyetlerden biri, bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek Ekoloji ve Evrimsel Biyoloji Sempozyumu (“Ecology and Evolutionary Biology Symposium Turkey”). Etkilik 31 Ağustos – 3 Eylül 2016 tarihleri arasında Hacettepe Üniversitesi’nde düzenlenecek.
Derneğin bir diğer katkısı ise “Öğretmenlerle Evrim Çalıştayı”nın düzenlenmesine yönelik. Hizmet için eğitim kapsamında düşünülebilecek bu etkinlik 26 – 28 Ağustos tarihleri arasında İzmir – Bornova’da yapılacak.
Yine dernek üyelerinin organize ettiği bir dizi lisansüstü eğitim etkinliği Dernek sitesinden takip edilebilir.
Bizim nesil, ne kadar şanslı olduğunun farkında olmadan, harika TÜBİTAK kitapları ve Bilim ve Teknik dergileri okuyarak büyüdü. Merakımızı ve sorgulamamızı en azından doğa bilimleri alanında bastırmak zorunda kalmamıştık. Geçtiğimiz 10 yılda ise Türkiye’de hükumetin tırmandırdığı sağcı-islamcı politizasyon yüzünden, TÜBİTAK’ın toplumdaki bilim okur-yazarlığının gelişmesine dair yaptığı bu çok önemli katkısı git gide kayboldu.
TÜBİTAK’ın içine doğru müdahale ne zaman başlamıştır ya da kurum daha önceden ne kadar özgür hareket edebiliyordu? Başka bir tartışma. Topluma yansıması ise 2009 yılında Bilim ve Teknik Dergisi’nin “evrim” konulu kapak ve dosyanın sansürlenmesiyle oldu. Ardından popüler bilim kitaplarının yelpazesi yavaşça daraltıldı. Şu anda çok az gençlik ve yetişkin kitabı basılıyor.
Günümüzde bu sansür “kültüre uygunluk ve yerellik testi” ile birlikte çocuk kitaplarına kadar uzanmış durumda. Zaten resmi müfredatın vasat içeriği bilimsel bilginin ve sorgulamanın çok eksikli olduğu bir program sunuyor. Dolayısıyla çocuklara bilimin heyecan dolu dünyasının kapısını göstermek tamamıyla öğretmenlerin, velilerin ve aydınlanmacı insanlar üzerine kalan bir sorumluluk haline geldi.
Bu konuda gönüllü olanlara, evrim konusunun müfredatta ve kitaplardaki yeri, içeriği üzerine çalışmış bir eğitimci olarak birkaç öneri yapmak istiyorum. Resmi damganın dışına çıkan bilim kitaplarını takip edebilirsiniz. Birçok nitelikli belgeselin çevirisi yapıldı; bunları okulda, evde izleyebilirsiniz. Bilimsel içerikli elektronik oyunları çocuklara tanıtabilirsiniz. Doğa tarihi müzesi her kentte yok; ama arkeoloji müzeleri çok yaygın, oralara gezi düzenleyebilirsiniz. Ve tabii doğa gözlemine çıkabilir, doğal yaşamın devinimini seyredebilir, gözlemlerinizin kaydını tutabilirsiniz.
1- Evrim kuramının ve örneklerinin bilimsel bir içerikle aktarıldığı çeşitli başvuru kitapları,
* Yaşamın tarihini bilimsel bulgular ve onların illüstürayonları ile aktaran, elinizden kolayca bırakamayacağınız bir kitap:
Evrim Atlası – Peter Barrett, Douglas Palmer
* Darwin’in Türlerin Kökeni kitabının çizgi roman haline getirilmiş ama bilimsel özünü koruyabilmiş bir kitap:
Charles Darwin Türlerin Kökeni – Michael Keller
* Sorularla evrim fikrinin ortaya çıkışını ve ardından Darwin’in tarihsel yolculuğunu anlatan, güncel bilimsel gelişmeleri içeren bir kitap:
Evrim Devrim – Robert Winston
* Çok basit ifadelerle özü kaçırmadan yaşamın tarihinin anlatıldığı ve yaşam kavramının doğmak, büyümek, türler arası ilişki gibi boyutlarının açıklandığı bir kitap:
Adım Adım Yaşam – Jean Benoit , Robin Gindre
* Her türlü canlı yaşamını anlatan kitaplar:
Yaşam Ağacı – Rochelle Strauss,
Maymun Manzaraları – Zelal Özgür Durmuş,
Yağmur Ormanları – Lucy Beckett,
2- 6-9 yaş aralığında okunabilecek kitaplar,
* Kivi kuşunun diğer kuşlardan farkını açıklamak için zaman yolculuğuyla evrim macerasını anlatan oldukça ilgi çekici bir kitap:
Kayra ile Kivi – Peter H. Reynolds
* Çocukların gündelik hayatın içerisinde evrimle ilişkisini kurabileceği durumların bir hikaye içinde aktarıldığı seri:
Gizem Çözen Kaşifler – Zelal Özgür Durmuş
Yaşlı Dünya Güncesi – Zelal Özgür Durmuş
* Evrim kuramını kanıtları, örnekleri ile birlikte anlatan, dilinin ufak arızalarının mazur görülebileceği bir kitap:
Evrim Öyküsü – Steve Jenkins
* İnsanın evrimini kanıtlara dayanarak sade bir dille anlatan kitap:
Tarih Öncesi İnsan – Anne Jonas
3- 10-15 yaş aralığında okunabilecek kitaplar,
* Ülkemizde Karain Mağarası’nda mağarada yaşanan döneme ait kalıntıların bulunması üzerine çocuklara yönelik yazılmış seri:
Zaman Bisikleti – Bilgin Adalı
* Aile içi yaşantı çok standart tasvir edilmiş olsa da kuş gözleminin heyecanını verebildiğini düşündüğüm bir kitap:
Yedikır’ın Kuşları – Koray Avcı Çakman.
* Afrika’da yaşayan bir goril ailesinin gözlemi ardından onları gözleyen insanlar hakkında ne hissediyor olabilirler diye akıl yürüten bir kitap:
Büyümek İstemeyen Goril – Jill Tomlinson
* İnsanların Dünyanın dört bir yanında uydurduğu söylencelerle birlikte gerçeğin çözülmesiyle doğa büyüsünü kayıp mı ediyor diye soran bir kitap:
Gerçeğin Büyüsü – Richard Dawkins
4- TÜBİTAK’ın artık birçok kitabının baskısı bulunmuyor. 2009 sonrası ilk basımı yapılanlar ise daha çok törpülenmiş bir dile sahip. Ama sahafta veya elektronik olarak arayıp bulabileceğinizi düşündüğüm kitap önerileri,
Evrim – Linda Gamlin
Fosiller – Paul D. Taylor
Ayak İzlerinin Esrarı, Geçmişin Anahtarları, Kaybolan İpucu – B. B. Calhoun
Tuhaf Bu DNA’lılar, İşte Dünya – Billy Aronson
Biz Hücreyiz, Kısaca Ona DNA Denir – Dr. Fran Balkwill, Mic Rolph
EK: Su molekülü Picolina’nın bize Dünyanın oluşumunu ve hayatın ortaya çıkışını anlattığı Türkçe seslendirme yapılmış şu çizgi film izleyebilirsiniz:
19-20 Aralık 2015 tarihinde beşincisi düzenlenecek olan Evrim, Bilim ve Eğitim Sempozyumu’nun çağrısı kısa bir süre önce yayınlandı. Bu yılki programda “evrim-ekoloji, eğitim deneyimleri içinde evrim, insan nasıl insan oldu, kuşların evrimi, evrimsel genetik, tarih içinde evrim kuramı” oturumları gerçekleştirilecek.
Sempozyum Düzenleme Kurulu bu yıl bir yenilikle karşımızdalar. Twitter üzerinden haftalık evrim konferansları organize ediyorlar. Dünyanın dört bir tarafından farklı branşlardan bilimcilerin evrim çerçevesi içinde seçtikleri bir konuyu tweetlerle sunma girişimi diyebiliriz. Böylece sempozyum programı aslında bu öncesindeki sosyal medya üzerinden buluşmaları da içererek iki aylık bir sürece yayılmış.
Siz de uygun bulduğunuz birine hem de evinizden katılabilirsiniz.
Konferansları canlı takip etmek gibi olmaz ama kaçırdıysanız tüm sunumları buradan okuyabilirsiniz.
Twitter Evrim Konferansları Programı:
4 Ekim 2015
Ömer Gökçümen
Antropolojik genomik
11 Ekim 2015
Uzay Sezen
Doğa gözlemciliği
18 Ekim 2015
Eren Ada
Kuşların evrimi
25 Ekim 2015
Bahar Patlar
Eşeysel seçilim
1 Kasım 2015 tarihinde seçimler nedeniyle etkinlik yok.
Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi’nde 21-22 Aralık 2013 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan IV. Evrim, Bilim ve Eğitim Sempozyumu’nun programı açıklandı.
==21 Aralık 2013 Cumartesi==
08.30 Kayıt
09.30 Açılış Konuşmaları
1. Oturum
Herkes için Evrim
10.00 – 10.20 “Türkiye’de Popüler Bilim Yayıncılığı” İnan Aran
10.20 – 10.40 “Bilim-Sözde Bilim Ayrımı” Nalan Mahsereci
10.40 –11.00 “Paleontolojik Bulguların Işığı Altında Türkiye’de Doğa Tarihi Müzeciliği” Serdar Mayda
11.00 – 11.20 “Evrim Düşüncesinin Toplumsallaştırılmasında Öğrenci Kulüplerinin Rolü” Seval Bal
11.20 – 11.40 “Çocuklar için Evrim Atölyesi Deneyimi” Tuluğ Ünlütürk
11.40 – 12.00 Tartışma
13.00 – 13.20 “Evrimin genetik olarak belirlenmemek üzere belirlediği insan beyni” Hakan Gürvit
13.20 – 13.40 “Evrimsel psikiyatri penceresinden ruhsal fenomenlerin nörobiyolojisine bakış” Ejder Yıldırım
13.40 – 14.00 “Yalnızlık, Otizm ve Nörobilim” Barış Korkmaz
14.00 – 14.20 “Gezi olaylarına Sinirbilimsel bir bakış”Tamer Demiralp
14.20 – 14.40 Tartışma
14.40 – 15.00 Ara
3. Oturum
Dünden Bugüne Evrim, Bilim ve Eğitim Tartışmaları (Oturum Başkanı: Yaman Örs)
15.00 – 15.20 “Evrim Kuramının Sessiz Kahramanı: Alfred Russel Wallace” Aykut Kence
15.20 – 15.40 “Genetik Belirlenimciliğin Tarihi: Morgan’ın Sinek Odasından Genom Analizine” Gökhan Akbay
15.40 – 16.00 “Ortaöğretimde Bilim Öğretimi: Nasıl ve Neden Değişiyor?” Zelal Özgür Durmuş
16.00 – 16.20 “Marksizm: Ne Kadar Bilim, Ne Kadar Siyaset?” Metin Çulhaoğlu
16.20 – 16.40 Tartışma
==22 Aralık 2013 Pazar==
4. Oturum
Doğal Seçilim: Modeller, Ölçekler, Toplumsal Yanılsamalar (Oturum Başkanı: Mahinur Akkaya)
10.00 – 10.40 “Doğal Seçilim Bir Yaşam Kavgası Mıdır? Seçilimin Avam Kullanımı Karşısında Temel Popülasyon Genetik Modeller” Ergi Deniz Özsoy
10.40 – 11.10 “Makroevrim ve Biyoçeşitlilik; Çevresel Faktörler ve Biyotik Etkileşimler” Ferhat Kaya
11.10 – 11.40 “İnsan Evriminde Sürüklenme ve Seçilim” Mehmet Somel
11.40 – 12.00 Tartışma
Kayıt formuna ulaşmak için tıklayınız.
Sempozyumun çağrı metnini okumak için tıklayınız.
Poster ile katılım için özet gönderiminin son tarihi 10 Kasım.
Yeni Zelandalı biyologlar Shane Wright, Jeanette Keeling ve Len Gillman Antartika’da bir avuç tür varken Amazon’un neden bir sürü türlü dolu olduğunu merak ettiler ve cevabı buldular: elbette ki hava! Ekip, daha soğuk iklimde bulunan bitki türleri ile tropikal bitki türlerinin DNA’larını karşılaştırdı ve tropikal bölgede yaşayan türlerin DNA’larının soğuk bölgede yaşayanlardan yaklaşık iki kat daha hızlı evrildiğini buldu. Araştırmacılar bu farklılığın, tropikal bölgelerdeki verimli büyümeyi, daha yüksek metabolizma hızını ve bu nedenle de daha yüksek oranda mutasyonu teşvik eden sıcak havaya bağlı olduğunun altını çiziyorlar. Bu kadar yüksek oranda mutasyon, sayısız tropikal türün açığa çıkması ile sonuçlanacak olan türleşmenin hızını artırıyor. Nasıl olduğunu merak ediyorsanız ayrıntılar bu yazıda! Okumak için tıklayınız.
Küçük bir hatırlatma: Yeni yayınlanan bölümlerden haberdar olmak için Evrimi Anlamak facebook ve twitter sayfalarımızdan bizi takip edebilirsiniz. Ayrıca yeni bölümlerin listesine bu sayfadan da ulaşabilirsiniz. Önerileriniz, sorularınız veya bize katkı koyabileceğiniz konular hakkında blogdaki “hakkımızda” sayfasındaki e-posta adresinden bizlerle bağlantıya geçebilir veya bu yazıya yorum yazarak düşüncelerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz.
Britanya Ekoloji ve Subilim Merkezi, Temmuz 2005’te, güçlü ot ilacına dayanıklılık gösterdiği için “süperot” adını verdikleri yabani hardal bitkisinin keşfedildiğini açıkladığında çevrecilerin protestosu ile karşılaştı. Bilim insanları süperotu, kanola yağı üretiminde de kullanılan bir bitki grubu olan genetiği değiştirilmiş (GD) yağlı tohumlu kolzanın deneme sahasında keşfetmişlerdi.
Çevreci gruplar, eğer genetiği değiştirilmiş yağlı tohumlu kolza İngiltere’de ticari şekilde ekilmeye başlanırsa, bu keşfin ciddi tarımsal ve çevresel yan etkilerin habercisi olduğu yönünde uyarıda bulundular.
Peki ama neden altı üstü bir yaban hardalı bitkisi bu kadar endişeye yol açıyor ve bütün bunların evrimle ne ilgisi var? Cevap genetik mühendisliğinde, tarım bitkilerinin evrimsel tarihinde ve doğal seçilimin gücünde yatıyor. Daha fazlası için sizi buradan alalım.
Küçük bir hatırlatma: Yeni yayınlanan bölümlerden haberdar olmak için Evrimi Anlamak facebook ve twitter sayfalarımızdan bizi takip edebilirsiniz. Ayrıca yeni bölümlerin listesine bu sayfadan da ulaşabilirsiniz. Önerileriniz, sorularınız veya bize katkı koyabileceğiniz konular hakkında blogdaki “hakkımızda” sayfasındaki e-posta adresinden bizlerle bağlantıya geçebilir veya bu yazıya yorum yazarak düşüncelerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz.
Hemen hemen her yıl farklı bir virüsün ölümcül etkilerini tartışırken buluyoruz kendimizi. Kiminin ciddi oranda ölümlere neden olduğunu, kiminin ise abartıldığı kadar tehlikeli olmadığını tecrübe ediyoruz.
Benzer bir şekilde 2007 yılının kış aylarında gündemimizi meşgul eden ve manşetlerde büyük oranda yerini alan bir virüs olan Adenovirüs-14’ün “katil virüs” olarak adlandırılması büyük bir korku yarattı. Daha sonra manşetlere yansıdığı kadar ölümcül olmadığı anlaşılan Adenovirüs-14, 18 ayda sadece 10 kişinin ölümüne neden oldu. Bir yılda grip yüzünden ölen kişi sayısının ortalama 36.000 olduğunu düşünürsek, bunun düşük bir bedel olduğunu söyleyebiliriz.
Peki neden, bazı mikroplar katil olurken bazıları olmuyor? Bu sorunun cevabını da bize evrim veriyor. Adenovirüs-14 örneği üzerinden evrime bir bakış atmak ister misiniz? O zaman sizi yeni yazımızı okumak işin şöyle alalım.
Keyifli okumalar
Küçük bir hatırlatma: Yeni yayınlanan bölümlerden haberdar olmak için Evrimi Anlamak facebook ve twitter sayfalarımızdan bizi takip edebilirsiniz. Ayrıca yeni bölümlerin listesine bu sayfadan da ulaşabilirsiniz. Önerileriniz, sorularınız veya bize katkı koyabileceğiniz konular hakkında blogdaki “hakkımızda” sayfasındaki e-posta adresinden bizlerle bağlantıya geçebilir veya bu yazıya yorum yazarak düşüncelerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz.
"Evrim yaz okulu" başvurusu TÜBİTAK tarafından reddedilen akademisyenlerin bir bölümü, 2009'da İTÜ'de düzenlenen sempozyumda. ...
“Matematiksel Evrim Lisansüstü Yaz Okulu”na destek başvurusu TÜBİTAK tarafından reddedilen akademisyenlerin basın açıklaması.
“Matematiksel Evrim Lisansüstü Yaz Okulu” projesine destek içinTÜBİTAK’a yaptıkları başvuru “evrimin tüm dünyada halen tartışılan bir konu” ve “yenilik boyutunun yetersiz” olduğu gerekçesiyle reddedilen bilim insanlarının basın açıklaması.
Basına ve kamuoyuna,
Son senelerde TÜBİTAK, biyolojik evrim konusundaki çekingen tavırlarıylakamuoyunun dikkatini çekmiştir. Evrim ve ilgili alanlarda araştırma yapan bizler, bu gelişmeleri kaygıyla izlemekteydik. Ne yazık ki TÜBİTAK bu sefer daha vahim bir adım attı ve ilk defa “evrim tartışmalı bir konudur” gerekçesiyle bilimsel bir etkinliği desteklemeyi reddetti.
Bahsi geçen etkinlik, bu mektupta imzası bulunan bizlerin düzenlediği ve Eylül 9-15 tarihleri arasında Nesin Vakfı Şirince Matematik Köyü’nde gerçekleşecek olan Matematiksel Evrim Yaz Okulu’dur (matematikselevrim.org). Biyolojik evrimi anlamak için günümüzde araştırmacılar giderek daha yoğun matematiksel ve hesaplamalı yaklaşımlar kullanmaktalar. Bu alanda genç biliminsanlarımızı dünya çapında araştırma yapmaya daha iyi hazırlayabilmek için bu Yaz Okulu’nu düzenlemeye karar verdik. TÜBİTAK’a, etkinliğe katılmak isteyen ancak imkanları yetmeyen öğrencilere katılım imkanı sağlamak için 2217 sayılı Lisanüstü Yaz Okulu ve Benzeri Diğer Etkinlikleri Destekleme Programı kapsamında başvurduk. Ancak başvurumuz geçtiğimiz hafta TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı Değerlendirme ve DesteklemeKurulu tarafından reddedildi.
Aktif biliminsanları olarak bilimsel araştırma/etkinlik desteği başvurularımızın reddedilmesine elbette alışığız. Ancak bu sefer, kararın gerekçesi olan ve uzman bir panel tarafından hazırlanmış olması gereken değerlendirme raporu bizi şaşırttı.
Panel raporu, birbirine taban tabana zıt iki görüşü birden içeriyor: Bazı kısımları düzenlediğimiz etkinliğin konusu olan evrimin tartışmalı ve etkinliğin siyasal içerikli olduğunu ileri sürerken, bazı kısımları ise etkinliği övüyor. Başvurumuz reddedildiği için, karar vericiler nezdinde ilk görüşün ağır bastığını anlıyoruz. Ekte raporun bize gönderilen aslını bulabilirsiniz.
Gerçek şu ki, uluslararası bilimsel camiada evrim tartışmalı bir konu değil, tüm biyolojik bilimlerin temelinde olduğu kabul edilen bir olgudur. Dahası, etkinliğimizin hiçbir siyasal yönü yoktur: Güncel bir araştırma alanını yüksek lisans öğrencilerine tanıtma amaçlı bir etkinliği kendi bilimdışı görüşlerine uymadığı için siyasal nitelikli olarak değerlendirmek dar görüşlülüktür.
Bugün biyolojinin her alanında matematiksel yaklaşımlar artan yoğunlukta kullanılıyor. Üniversitelerimiz bu eğilimi yeni yeni takip etmeye başladılar. Genç araştırmacılarımızın dünya çapında yetkinleşmesi için bu tarz etkinliklerin olabildiğince desteklenmesi gerekli. Hal böyleyken TÜBİTAK’ın, bilimdışı gerekçelerle verdiği bu karar, yalnızca genç biliminsanlarımızın eğitimine değil, TÜBİTAK’ın ulusal ve uluslarası bilim camiasındaki güvenilirliğine de büyük bir darbedir. Halkın vergileriyle işleyen bir kurumun böylesine keyfi, bilimsellikten uzak ve bireysel inançlara dayalı gözüken bir karar vermesi kabul edilemez.
Aşağıda ismi bulunan düzenleyiciler olarak, bu noktalara işaret eden ve başvurunun yeniden değerlendirilmesini talep eden bir mektubu 28 Haziran Cuma günü TÜBİTAK’a ilettik. 1 Temmuz tarihinde aldığımız cevapta TÜBİTAK yetkilisi, değerlendirmenin nesnel yapıldığını ve yegane itiraz yolunun mahkeme olduğunu ifade etti.
TÜBİTAK’ın bilimsel saygınlığını koruması için derhal bu raporun bilimdışı niteliğini kabul ederek kararını geri çekmesi ve başvurumuzun bilimsel nesnellikle yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. Bunu yalnızca evrim ve matematiksel biyoloji alanında çalışan araştırmacıların değil, bütün bilim camiasının ve son tahlilde Türkiye’nin bilim alanında ilerlemesini umursayan tüm vatandaşlarımızın talep etmesi gerektiğine inanıyoruz.
Ayşegül Birand, Yrd. Doç. Dr. (ODTÜ)
Erol Akçay, Dr. (Princeton Üniversitesi, ABD)
Mehmet Somel, Dr. (Kaliforniya Üniversitesi, ABD)
Ayşe Erzan, Prof. Dr. (İTÜ)
Raşit Bilgin, Doç. Dr. (Boğaziçi Ü.)
İsmail K. Sağlam, Dr. (Hacettepe Ü.)
Nüzhet Dalfes, Prof. Dr (İTÜ)
Arpat Özgül, Yrd. Doç. Dr. (Zürih Üniversitesi, İsviçre)
Betül Kacar, Dr. (Georgia Teknoloji Enstitüsü, ABD)
Murat Tuğrul, M.Sc. (Doktora öğrencisi, IST-Austria, Avusturya)
Yaşam bilimlerinde felsefi bir değişim söz konusu: NASIL soruları önem sırasında yerini NEDEN sorularına bırakmaya başlıyor. Bu durumun itici kuvveti, hiç şüphesiz her düzeyde (moleküler, fizyolojik, ekolojik, vs.) artan veriler diyebiliriz. Bu veri niceliklerini anlamak ve nedensel olarak değerlendirmek için evrimsel bir bakış açısı ve matematiksel düşünebilme yeteneği çok önemli bir ihtiyaç.
Dünyanın saygın bilim çevreleri bu değişime ayak uydururken, Türkiye’de hem matematiksel hem de evrimsel biyoloji alanındaki bilimsel ve eğitimsel faaliyetler yetersiz kalmakta. Somut örnekler vermek gerekirse: Ülkemizde kuramsal ya da evrimsel biyoloji üzerine lisans veya lisansüstü eğitim programları; özelleşmiş bölüm veya enstitüler bulunmamakta. Var olan biyoloji lisans eğitim programlarında matematik ve evrim dersleri kıt düzeyde (bu durum ne yazık ki çok iyi düzeyde olduğunu düşündüğümüz isimli üniversitelerimizde de böyle). Türkiyeli araştırmacılar tarafından evrim üzerine yapılan akademik yayın sayısı hiç de sevindirici noktalarda değil.
Bu hususta, ülkemizdeki yüksek eğitimdeki boşluğu doldurmak; gelecek senelerde katlanarak artacağını düşündüğümüz bilimsel sinerjiyi yaratmak için Matematiksel Evrim çalıştayını 9-15 Eylül 2013 tarihlerinde İzmir-Şirince’deki Matematik Köyü’nde düzenliyoruz.
Çalıştayı iki kısıma ayırdık:
Yaz okulu (9-11 Eylül): Farklı eğitim alanlarından (biyoloji, genetik, fizik, matematik, bilgisayar, vs.) öğrencilere kuramsal yaklaşımla evrim konularını tanıtacağız. Derslerde klasik olmuş Popülasyon Genetiği, Evrimsel Ekoloji, Moleküler Evrim, Türleşme gibi konular işleneceği gibi, daha detaylı konular da ele alınacak.
Sempozyum (13-15 Eylül): Sunumların ana temasını kuramsal evrim çalışmaları üzerine kurmayı planladık. Bununla birlikte, ilgili diğer disiplinlerden (Örn: deneysel evrim, kuramsal ve hesaplamalı biyoloji, ekoloji, vs.) katılımları sağlayarak geniş bir yelpazede bilimsel iletişim ve etkileşim ortamı yaratmayı umuyoruz.
Evrimi niceliksel yöntemlerle araştırmaya ilgili, başta lisansüstü öğrenciler olmak üzere öğrenci ve araştırmacıları 9-15 Eylül’de İzmir-Şirince’deki Matematik Köyü‘nde gerçekleştirelecek Matematiksel Evrim Çalıştay’ına başvuruya davet ediyoruz.